31 Ocak 2009 Cumartesi

BEKLENEN DEĞER


Taktım bu OLASILIK hesaplarına bu aralar. Sanırım okuduğum kitaptan. Paylaşmadan geçemeyeceğim.
Teorinin adı "BEKLENEN DEĞER"...
Beklenen Değer = Kazanma Olasılığı * toplam para + kaybetme olasılığı * 0 TL
İşte bir örnek; Amerikada Powerball adlı bir şans oyunu var ve kazanma olasılığınız 120 milyonda 1 çünkü sayısal kombinasyonların toplamı bu. Bu durumda formül aşağıdaki gibi oluşuyor. Diyelim ödül 10.000.000 $
Beklenen Değer (Piyango Bileti) : kazanma olasılığı * toplam para + kaybetme olasılığı * 0 $
Yani;
Piyango Bileti : 1/120.000.000.000 * 10.000.000 $ + 119.999.999/120.000.000 * 0$
Sonuç = 0.083
Bilet 1 $ ama görüldüğü gibi aslen değeri 8.3 cent. Bu olasılık kurmanına göre piyango bileti olmak o zaman mantıklı değli. çünkü beklenen değer ödenen bedelden daha düşük.
Yani 1 dolar ödeyipde 10 milyon dolar kazanma şansınız olduğunu düşünseniz de bu doğru değil çünkü biletin değeri 10 cent bile değil.
Sonuç olarak beklenen değer teorisiyle olaya baktığınızda değer bedelden yüksekse o zaman risk göze alınabilir. Yani ödül 120 milyon dolar olsaydı sonuç 1.04 $ olurdu ve teoriye göre bileti almak anlamlı olurdu.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim "OLASILIK her zaman kasadan yanadır"
Bu yüzden TV deki onca yarışma programında ve her çeşit şans oyununda kazanan hep kasa oluyor :-))

25 Ocak 2009 Pazar

"ÇÜK" olmak kolay değil !!!


Çok sevdiğim Bekir Çoşkun'un yıllar önce yazdığı bir yazı. Her nasılsa istanbul'un en hayati caddelerinden birinin "birisi" geçecek diye kapatılması ve onca insana edilen eziyet üzerine aklıma gelen müthiş yazısı. Aynen aktarılmıştır;


BEN bunun böyle olacağını size söylemiştim; bir ülkede bu kadar çok ÇÜK (Çok Ünlü Kişi) olursa, elbette sorun çıkabilir.Medya iki gündür VIP (Very Important Person) sorununu işliyor. Yani yaklaşık olarak Türkçesi biliyorsunuz; ÇÜK...
Millete kazık atmış olanların, havaalanlarındaki özel lüks VIP'lerden geçip uçağa binmeleri eleştiriliyor.Elbette birçok ÇÜK var.Ve bunlar doğal olarak ÇÜK muamelesi görmek istiyorlar.Havaalanlarındaki özel lüks salonların kapısına gelip ‘Ben ÇÜK'üm' diyorlardır.Zaten görevliler de ‘Oooo sayın ÇÜK geldi...' diye yol açarlar.* * *
Ben zaman zaman ‘Bir ÇÜK olamadım' diye yakınsam da memlekette yeterince ÇÜK olduğunu düşünürüm.Siyasette, ekonomide, sporda, medyada, sanatta...Bunlar elbette ÇÜK olmaktan vazgeçmezler.Karşılaşırsanız, ‘Memlekete hizmet etmiş birisi olarak...' diye söze başlarlar. Siz boynunuzu büküp onları desteklersiniz:‘Eee ÇÜK olmak kolay değil...'Size ‘vatanı ne kadar çok sevdiklerini' anlatırlar.Siz boynunuzu daha da bükersiniz:‘ÇÜK olmak başka...' dersiniz‘Halkı da çok severim' derler.Ezilirsiniz:‘Yani herkes ÇÜK olamaz...'Sonra halkın asla giremediği vatanın ayrıcalıklı lüks salonlarına koştuklarında, arkalarında bıraktıkları rezillikleri görüp onların gerçek ÇÜK olduklarından emin olursunuz.* * *
ÇÜK'lerin yok olmalarını ise asla beklememelisiniz.Çünkü sistem ÇÜK yaratmaktadır. Daha da açıkçası, nasıl ki bataklıklar haşereler için uygun ortamsa, bu sistem de ÇÜK'ler için öyledir.Sizler için uygun olmayan ortam, onlara hayat verir.Bir bakarsınız ki ÇÜK'ler çoğalıyor.Size vatanı ne kadar çok sevdiklerini, millete ne kadar çok hizmet ettiklerini anlatır ÇÜK'ler.Boynunuzu büküp ‘Eeee insan ÇÜK olunca...' dersiniz.Onlar ayrıcalıklı yerlerine koşarlar, siz sürünürsünüz.Ve asla bir ÇÜK olamazsınız...