22 Temmuz 2009 Çarşamba

Bir Tatil Daha Bitti....

Haritada Kalkan'ın üzerine pergeli koyup 100-150 km'lik alanı kapsayacak bir daire çizin ve emin olun tüm Ege' nin en büyük doğal ve tarihi güzelliklerine sahip bir daire olacaktır. Hikaye böyle başladı, Aslında yolda giderken gördüklerim lokum gibi bir tatil olacağının resmiydi :-)
Kalkan'a vardınız ilk yapacağınız;
1. Çok Güzel Otel ve Pansiyonlar var. Pişman olmayacağınız yerler özellikle Öz Pansiyon

2. Araba Kiralamak
Düzde geçme beni, yokuşta mahçup ederim seni.


3. 1 Depo Benzin 3-4 gün için yeter

4. Sırt Çantası (İçine Su, Aperatif vb.)

Nerelere mi gidilir ?
* Kapıtaş (Çok ilginç bir yer, Hap kadar bir plaj ama mavisi tropikal mavi, Şemsiye kiralayan ve gözleme yapan bir amca var :-)



* Patara (Gerçi denizini sevmedim, kum, güneş ve bir türlü derinleşmeyen deniz, yüzmek için ciddi bir çaba lazım) ama antik kent süper, tabii burası milli park(içerde de yiyip içebileceğiniz bir yer var.)



* Tabii ki Üçağız... Nam-ı Diğer Kekova (Burayı anlatmaya fotografların ve Videoların gücü yetmez :-)



* Kaş : Pek beğenmedim, çok kalabalık sıkış tıkış bir yer. Şehirde eskiden tepe yamaçlarında antik mezarlar varmış, şimdi hiç biri gözükmüyor. Şehir içinde 1-2 tane kalmış onlar da yağmalanmış gibi.. Bu antik eserler bir ışık verilir, korunur filan diyeceğim ama KİME...



* Saklıkent : Şahane bir yer. Avrupanın en büyük 2nci Kanyon'u. 300 Metre derinlik, 18 km uzunluk var. Yürümeyi denedik ama bir yerden sonra ekipmansız mümkün değil.
Genişlik 1 ile 10 metre arasında değişiyor ve yukarı bakıldığında insan kendini minicik hissediyor. :-)





Tabii ki kurulmuş bu platformların üzerinde nefis keyif yapılıyor. Kanyon sonrası




Gezmek bir yere kadar, biraz da deniz keyfi derseniz Kalkan içinde çok yakın nefis koylar ve beachclub' lar var. Hatta telefon ediyorsunuz ücretsiz olarak taksi ile sizi alıyorlar ve akşam yine taksi ile istediğiniz yere bırakıyorlar. Fiyatlarda gayet normal. Benim favorim Kalamar Beach (Wireless'li olması keyfimi x2 yaptı)
Kalkan içide akşam yemekleri için ideal ev yemeklerinden balığa ve pizzaya kadar her şey var. Gidecek olan olursa tavsiye edeceklerimde var. :-P

Bu arada her sabah tabağımımdan ekmek ve keklerimi tırtıklayan dostumuda hatırlatmadan geçemeyeceğim.

20 Haziran 2009 Cumartesi



Yaz dedin mi; tatildir yazı yaz yapan bana göre veya tatil yapabilme olasılığı, kışın yapılanı tatilden saymam :-) Henüz pek keşfedilmemiş yerlerde en sevdiklerim. İŞte bir gökçeada macerasında kaldığım odanın balkonundan bir kesit. kartal yuvası gibi bir oteldi, zaten eski bir rum köyünde, eski rum okulu imiş kaldığımız otel, çok güzel yenilemişler, o eski havayı değiştirmeksizin. Alt kat restaurantdı, güzel bir yemek ve gün batımı...... bu keyfi hayal etmesi bile güzel.

14 Haziran 2009 Pazar

27 Mart 2009 Cuma

Ölümsüz Olmak !!!

Çizgi Filmlerde bile insanların kafasına kazınan insanoğlunun en büyük hayali. Gerçekten ölmemek midir ölümsüz olmak ? Sunay Akın'in kitabında buldum bu hikayeyi...
Vaktiyle Msır Valisi isyan çıktığında bastıramayınca isyanı sürgün hayatına mahkum olur. Kızı Zeynep ise İstanbul da yaşamayı seçer ve kocasıda yanında olsun ister. Padişahtan bindir zorlukla aldığı izinle kocası Kamil Bey gelir istanbula, çok mutlu yaşarlar, en büyük hayalleri de bir çocukları olmasıdır ama olmaz.Bütün bunların sonunda karar verirler çocuklar için bir hastane yaptırmaya, sadece çocuklara hizmet verecek bir hastane.... İşte budur Zeynep-Kamil Hastanesinin ve yüzlerce çocukta adını yaşatan ve ölümsüz olan 2 insanın hikayesi. Kimse bilmesede Zeynep Kamil' in bahçesindedir Zeynep Hanım ile Kamil Bey'in çocuk sesleri içindeki ebedi dinlenme yerleri, olmasa da çocukları çocuk sesleri içindeki evleri...
Daha nasıl ölümsüz olunabilir ki....

7 Mart 2009 Cumartesi

OLMAZ OLMAZ DEME !!!


İşte size bir memleket manzarası hoş ve bir o kadar da ilginç..Fatih'in bir ilçesinde çektim bu fotoğrafı...
Nasıl bir açıklama yapılabilir ki, seyyar belki çoğu bu işi geçici yapan 7 sinden 70 ine bu insanların nasıl bir araya geldiğinden mi başlasam, bu kimlikte başka işlerin döndüğü bir mekan mı desem,
Kime karşı nasıl bir dayanışma içindeler, fırıncılara mı desem?

Bir başka bakış açısı ile siyasette insanların karşılıklı 2 kelimeyi insanca sarfedemedikleri bir düzen ve aynı dünyada böylesine bana göre garip bir dernek :-)
Ne bileyim nereden başlasam, nasıl anlatsam.. bir garip memleket

2 Mart 2009 Pazartesi

BIR BASKA ISTANBUL

Antik Yunan hikayelerine göre Zeus'un İo' ya aşık olur ve Hera dan korumak için bir bulutun içine saklar. Hera bulacağı sırada bir öküz'e dönüştürür İo'yu. Hera' da sinekler musallat eder İo' nun başına. İşte İo bu sineklerden kurtulmak için başını salladığı bir sırada oluşur Haliç bir boynuz darbesi ile ve boğazı geçer İo, işte o nedenledir ki bosphour demek öküz geçidi anlamına gelir latin dilinde.
Zamanla bir çocuğu olur İo nun, adı da Bizans olur ve Istanbul'un ilk adı olur.
İşte size küçük bir gezintinin route, foto ve videoları. Biraz geç açılabilir.

http://www.nseries.com/nseries/vine/#/cc=&mid=&lc=&page=home&vid=716346

15 Şubat 2009 Pazar

SINEMADA BIR DEV


Bendim o Dev. Kung-Fu Panda filmi için sinemaya girdiğimde. Güliver in bir macerasında olduğu gibi :-)
Eski çizgi filmlerle kıyaslayınca takım halinde başarıya ulaşmaktan daha ziyade (eski voltran da olduğu gibi) bireyselliğin ön plana çıkarıldığı bir film olsa da herkesin kendi yetenekleri çapında güzel şeyler yapabileceği mesajını veren bir filmdi. Gerçi çocuklar filmi seyrederken bilmiyorum mesaj kaygıları oluyor mu? Belki de ufak ufak kazınıyordur sıfır km beyinlere... Yine de oldukça eğlenceliydi.
Bir başka güzellikuzakdoğu mu desem hayata dair mi desem hoş mesajların olmasıydı filmde. Örnek mi? İşte; "Dün artık tarih oldu,yarın ise bir bilmece,bugün sana bir hediyedir,bunun kıymetini bilmek gerekir..."
Çocukluğumun Zagor Tenay (Baltalı İlah), Tommiks, Teks vb tadında her hafta çıksada alsam dediğim kitapları tadında bir keyif olmasa da tavsiye ederim.
Özellikle karakterler ki "MANTİS" favorim, müthiş yapılmış, her bir karesi ve döğüş tekniklerinde karakterlere göre özellikler çok iyi verilmiş.
işte sizi panda PO ve kar leoparı TAILUNG un macerası :-)
http://www.spike.com/video/kung-fu-panda/2967270

6 Şubat 2009 Cuma

Yorumsuz !!!

Pek çok kitap, makale, tarihten çıkan onca ders ama ne acı ki bunlar hiç yokmuş gibi...

31 Ocak 2009 Cumartesi

BEKLENEN DEĞER


Taktım bu OLASILIK hesaplarına bu aralar. Sanırım okuduğum kitaptan. Paylaşmadan geçemeyeceğim.
Teorinin adı "BEKLENEN DEĞER"...
Beklenen Değer = Kazanma Olasılığı * toplam para + kaybetme olasılığı * 0 TL
İşte bir örnek; Amerikada Powerball adlı bir şans oyunu var ve kazanma olasılığınız 120 milyonda 1 çünkü sayısal kombinasyonların toplamı bu. Bu durumda formül aşağıdaki gibi oluşuyor. Diyelim ödül 10.000.000 $
Beklenen Değer (Piyango Bileti) : kazanma olasılığı * toplam para + kaybetme olasılığı * 0 $
Yani;
Piyango Bileti : 1/120.000.000.000 * 10.000.000 $ + 119.999.999/120.000.000 * 0$
Sonuç = 0.083
Bilet 1 $ ama görüldüğü gibi aslen değeri 8.3 cent. Bu olasılık kurmanına göre piyango bileti olmak o zaman mantıklı değli. çünkü beklenen değer ödenen bedelden daha düşük.
Yani 1 dolar ödeyipde 10 milyon dolar kazanma şansınız olduğunu düşünseniz de bu doğru değil çünkü biletin değeri 10 cent bile değil.
Sonuç olarak beklenen değer teorisiyle olaya baktığınızda değer bedelden yüksekse o zaman risk göze alınabilir. Yani ödül 120 milyon dolar olsaydı sonuç 1.04 $ olurdu ve teoriye göre bileti almak anlamlı olurdu.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim "OLASILIK her zaman kasadan yanadır"
Bu yüzden TV deki onca yarışma programında ve her çeşit şans oyununda kazanan hep kasa oluyor :-))

25 Ocak 2009 Pazar

"ÇÜK" olmak kolay değil !!!


Çok sevdiğim Bekir Çoşkun'un yıllar önce yazdığı bir yazı. Her nasılsa istanbul'un en hayati caddelerinden birinin "birisi" geçecek diye kapatılması ve onca insana edilen eziyet üzerine aklıma gelen müthiş yazısı. Aynen aktarılmıştır;


BEN bunun böyle olacağını size söylemiştim; bir ülkede bu kadar çok ÇÜK (Çok Ünlü Kişi) olursa, elbette sorun çıkabilir.Medya iki gündür VIP (Very Important Person) sorununu işliyor. Yani yaklaşık olarak Türkçesi biliyorsunuz; ÇÜK...
Millete kazık atmış olanların, havaalanlarındaki özel lüks VIP'lerden geçip uçağa binmeleri eleştiriliyor.Elbette birçok ÇÜK var.Ve bunlar doğal olarak ÇÜK muamelesi görmek istiyorlar.Havaalanlarındaki özel lüks salonların kapısına gelip ‘Ben ÇÜK'üm' diyorlardır.Zaten görevliler de ‘Oooo sayın ÇÜK geldi...' diye yol açarlar.* * *
Ben zaman zaman ‘Bir ÇÜK olamadım' diye yakınsam da memlekette yeterince ÇÜK olduğunu düşünürüm.Siyasette, ekonomide, sporda, medyada, sanatta...Bunlar elbette ÇÜK olmaktan vazgeçmezler.Karşılaşırsanız, ‘Memlekete hizmet etmiş birisi olarak...' diye söze başlarlar. Siz boynunuzu büküp onları desteklersiniz:‘Eee ÇÜK olmak kolay değil...'Size ‘vatanı ne kadar çok sevdiklerini' anlatırlar.Siz boynunuzu daha da bükersiniz:‘ÇÜK olmak başka...' dersiniz‘Halkı da çok severim' derler.Ezilirsiniz:‘Yani herkes ÇÜK olamaz...'Sonra halkın asla giremediği vatanın ayrıcalıklı lüks salonlarına koştuklarında, arkalarında bıraktıkları rezillikleri görüp onların gerçek ÇÜK olduklarından emin olursunuz.* * *
ÇÜK'lerin yok olmalarını ise asla beklememelisiniz.Çünkü sistem ÇÜK yaratmaktadır. Daha da açıkçası, nasıl ki bataklıklar haşereler için uygun ortamsa, bu sistem de ÇÜK'ler için öyledir.Sizler için uygun olmayan ortam, onlara hayat verir.Bir bakarsınız ki ÇÜK'ler çoğalıyor.Size vatanı ne kadar çok sevdiklerini, millete ne kadar çok hizmet ettiklerini anlatır ÇÜK'ler.Boynunuzu büküp ‘Eeee insan ÇÜK olunca...' dersiniz.Onlar ayrıcalıklı yerlerine koşarlar, siz sürünürsünüz.Ve asla bir ÇÜK olamazsınız...